Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi
Beyindeki damarın tıkanması ya da yırtılması ile oluşan kanama sonucu gelişir ve birçok belirtisi vardır. Hangi damar tıkandıysa ve o damar beynin hangi bölgesini besliyorsa o bölgeye ait belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtiler çok çeşitli olabilmektedir. Halk arasında en çok felç durumu olarak bilinmekle birlikte birçok başka fonksiyon kaybı da ortaya çıkabilmektedir. Bu fonksiyon kayıplarının bir kısmını nöroloji hekimleri tanımakta güçlük çekebilmektedirler.
Bazı insanlar inme geçirdiğinin farkında bile olmamaktadırlar. Bu açıdan inme belirtilerini tanımak ve teşhis koyabilmek çok önemlidir. Mesela görme kaybı, ani gelişen baş ağrısı, ani gelişen bilinç kaybı, konuşma bozukluğu (kendisini ifade edememe ya da peltek konuşma gibi), kolda bacakta kuvvet ve his kaybı, ani başlangıçlı baş dönmesi, çift görme, yüzde kayma gibi durumlar inme belirtisi olabilir. Bu belirtilerin ortak özelliği ani olarak ortaya çıkmasıdır. Bir kısmı kısa sürede tamamen düzelebilir. Biz bunlara geçici ataklar diyoruz. Ama bunlarda çok önemlidir, çünkü inmenin habercisi olarak ortaya çıkabilirler. Bu belirtiler düzeldikten kısa bir süre sonra tekrarlayıp kalıcı olabilmektedirler. Bu belirtiler aniden ortaya çıktığında düzeldiyse bile gün içinde bir nöroloji uzmanına gözükmek gerekebilir. Geliştiği anda da mutlaka hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir.
İnmenin önlenemeyen yaş, aile öyküsü gibi bazı risk faktörleri vardır. Ama asıl önemli olan bizim önleyebileceğimiz risk faktörleridir. Bunları önleyebildiğimiz, tedavi ettiğimiz durumlarda hastalarımızı %80-90 oranında koruyabiliyoruz. Bunların başında da yüksek tansiyon gelmektedir. Tansiyonumuzun normalde yaştan bağımsız olarak 12/7 veya 13/8 gibi olması gereklidir. Bunun üzerine çıkıldığında yüksek tansiyondan bahsedilmektedir.
Her kişinin mutlaka ara ara tansiyonunu ölçtürmesi veya ölçmesi gereklidir. Aslında her evde bir tansiyon aleti bulunması çok iyi bir kazanımdır. Herkes düzenli olarak ölçümler yaparak tansiyonunun kaç olduğunu bilmeli, yüksek ise de tedavisini olmalıdır. Şeker hastalığı, fazla kilolu olmak, hareketsiz yaşam, yüksek kolesterol de risk faktörüdür. Yapılacak en doğru şey sağlıklı beslenmek, herkesin yaşına ve fiziksel durumuna uygun olacak şekilde egzersizler yapıp hareketli olmaktır. Bazı kalp hastalıkları ve ritim bozuklukları da inmeye yol açabilmektedir. 60 yaşından sonra herkesin yılda bir kere kalp elektrokardiyogramı çektirerek ritim bozukluğu olup olmadığını kontrol ettirmesi gereklidir. Hekimlerimizin sistemik hastalıklarımız için verdiği ilaçları düzenli kullanmayı da ihmal etmemeliyiz.
İnmelerin %90‘nını damar tıkanıklığı, %10’nunu ise beyin dokusunda kanamalar oluşturmaktadır. Nöroloji hekimleri bunu ayırt ederken bir takım tetkiklere başvurmaktadırlar. En başta yapılacak tomografi nöroloji hekimine kanama mı, damar tıkanıklığımı olduğunu göstermektedir. Genelde sebep damar tıkanıklığı olduğu için, tıkanıklığa neden olan o pıhtıyı çözmeye yönelik tedaviler planlanmaktadır. Damar açmaya yönelik tedavinin ilk 4,5 saatte yapılması mümkündür. Bu 4,5 saat içerisinde bile tedaviye ne kadar erken başlanırsa sonuç o kadar iyi olmaktadır. Her hasta bu tedavi için uygun olmayabiliyor, o nedenle uygun hastayı seçmek çok önemlidir. Tedavi bir saat kadar sürmektedir. Tedavinin sonuç verdiği her üç hastadan biri kısmi ya da tam olarak iyileşme şansına sahip olabilmektedirler. Tedavi erken gerçekleştirilememişse ya da yapılan tedaviye cevap alınamadıysa o zaman ikinci basamak tedaviye geçilmektedir. Anjiyografi ile tıkalı olan damardaki pıhtının çıkarılması işlemi ile tedavi şaşı olabilmektedir.
Bütün bu erken dönem tedaviler yapıldıktan sonra mümkünse hastalar inme ünitelerine yatırılarak tedavileri sürdürülmelidir. İnme ünitelerinde inmeyle ilgili nörologlar, hemşireler ve sağlık personeli bulunmaktadır. İnme ünitesine hastanın yatışının ilk gününden itibaren fizik tedavi başlanabilmektedir. Hem cerrahi, hem de girişimsel radyolojik tetkik ve tedaviler bu üniteler de en iyi şekilde yapılabilmektedir. Daha sonra inmenin nedenin anlamaya, kaynağını tespit edip tekrarlamaması için önlemeye yönelik yol haritası oluşturularak bireylerin yaşamlarına dönmeleri sağlanmaktadır.